23 Şubat 2011 Çarşamba

Günler su gibi geçiyor... (Askerlik)

Geçen hafta gösteri falan varmış, o yüzden çarşıya çıkamadık. Zaten burada çat pat çarşıları kilitliyorlar. Seçime bir ay kala ne yapacaz bilemiyorum. Malum mitingler, gösteriler falan. Şu an burada neredeyse hiç bir sıkıntımız yok, her gün aynı şeyleri yapıp duruyoruz. Kalk, kahvaltı, içtima, mıntıka, kitap oku, etüdün varsa etüde git yemek ye akşam mıntıkasına git, yat. Devir daim ediyoruz her gün. Yani anlayacağınız anlatacak bişey de kalmadı artık. Ha unutmadan, hırsızlıklarda bir artış var. Malumunuz askerlikte dolap kilitleme yasak, bunu suiztimal edenler, ne varsa götürebiliyorlar. Aslında bunun önüne geçmek çok basit, koy 2 kamera koridorlara bak bi daha oluyo mu? Arkadaşın bokserını bile götürmüşler. Benim kayıplarım biraz daha fazla, bir adet parfüm, bir traş köpüğü, 2 mach 3 başlığı. TAbi bizde komutanlara söylüyoruz, böyle bir durum var diye. Söylemez olaydık, dolabından bişeyler çalındığını söyleyen arkadaşa komutanın cevabı aynen şöyle "niye çaldırıyorsun evladım!" Sonuç eşyalarını çaldıran arkadaş bir hafta çarşıya çıkamıyor. Yani bişeyini çaldırırsan -ki dolap kilitlemek yasak olduğu için bu gayet doğal- sen suçlu oluyorsun. Askerlikte şunu anladım, her şey görüntüden ibaret. Su yüzüne bir problem çıkmadıkça yani komutanların başı ağrımadıkça askeri düşünen yok. Gerçi onlarında yapabileceği birşey  yok emir komuta mantık dinlemiyor. Yazık ne diyeyim.  

2 Şubat 2011 Çarşamba

Askerlikte Son Yüz Güne Girerken....

           Sonunda öğretmenliğe başladık, derslerimiz haftasonu, ben toplam 9 saat derse giriyorum. Bunlar 5, 6, 7 ve 10. sınıflar. Çarşı günümüz çarşamba, yani bana çarşamba sabah 10.00 akşam 16.30 arası ulaşabilirsiniz. Çarşı gününün haftaiçi olmasının bir çok yararı var tabii. İnternetlerde sıra beklemek yok, sivil hayatın daha bir tadına varabiliyorsunuz. 2 haftalık dersten sonra gelen şubat tatili dolayısıyla 20 şubata kadar ders yok yani ful yatış. Boş boş durmuyoruz tabi:) Sinema salonu denen yaklaşık 400 kişilik bir tiyatro salonu ve onun arka bölümünde masa, sandalyelerin bulunduğu sessiz bir oda var. Komutanlar sağolsun burasını bize tahsis etmişler, anahtarı da bizde. Bazılarımız ders çalışıyor, bazılarımız kitap okuyor. Ben sabah KPDS çalışıyorum, mayıs daki sınav için, öğleden sonra da Almanca, akşamda risale, cevşen ve kitap okuyorum, anlayacağınız günlerimiz inanılmaz verimli geçiyor. Bir yandan başlayacağım öğretmenlik için staj yaparken, bir yandan da lise de öğrendiğim almanca ve öncesinde öğrendiğm arapçamı gelişitiriyorum. Her türlü kitabı bulabileceğimiz, geniş bir kütüphanemizden de yararlanma hakkımız var. Çarşıdan kitap almadan buradan kitap ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Sonuç olarak askerlik bana bayağı yaradı...Şimdilik bu kadar...