1 Kasım 2014 Cumartesi

ENDONEZYA

  • Öğretmen maaşları 500, mühendis maaşları 900 ile 1300 dolar arası, sulawesi de özel 2 milyon devlet 1.2 milyon rp
  • Arabalar 3-4 kat benzin 5 kat daha ucuz
  • Ev kültürü zengindede de köyde de dağınık ve düzensiZ
  • Okullarda tatil sadece pazar. Yılda 2 kez 3 er hafta tatil var
  • Üniversitelerin özel gün ve davetler de giydikleri üniformaları var
  • 6 3 3 eğitim sistemi
  • Jakarta taksi 7000 den açılıyor, her km 3600 rp
  • Blackberry oldukça yaygın.

Endonezya 250 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi. 17. 000 adaya sahip ülkenin  sumatra adası amazonlardan sonra dünyanın en büyük yağmur ormanlarına sahip ve UNESCO dünya mirası listesinde. Ayrıca bölge dünyanın en aktif volkan kuşağında yer alıyor. Deprem, tsunami ve volkan patlamalarının eksik olmadığı bu diyarda inşallah başımıza bir felaket gelmez :)


6 Ağustos Çarşamba Kuala Lumpur - Padang

Endonezya ya KL dan kalkan 55 dolarlık Air Asia uçağı ile batı sumatranın başkenti Padang'a gideceğiz. Veee korktuğumuz başımıza geliyor.  Otobüsümüz tam saatinde kalkmasına rağmen gereksiz uzun verdiği 1.5 saatlik mola ve yol yoğunluğu nedeniyle 8 saatlik yolu 9.5 saatte bitirebildi. KL a 6 da vardık ve uçağımız 7.50 de. Yetişmemiz için mucize gerekli. Önce yarım saatlik tren ve sonrasında bindiğimiz hava alanı expresi ile Hava limanı na kalkışa 20 dk kala varıyoruz. Allah'tan yolda bulduğumuz bedava İnternet ile online check in yapmışız. 20 dk hiç bilmediğimiz kocaman bir havalimanı. Koşuyoruz, sırtta çantalar. Sağa sola yukarı aşağı. Biletimizi rica minnet bastırıyor İki kere x ray den geçiyoruz. Osman önde ben arkada bir elimde çıkardığım kemer diğer elim düşmesin diye tuttuğum pantolonumda olanca hızımızla koşuyoruz. Soluk soluğa geldiğimiz gate de Osman pasaportu bulamıyor, kontrol gişesinde mi kaldı acaba. Hayır bulduk. 3dk kaldı. Bu defa  Giriş koridorunda telefonunu bulamıyor. Stres sıkıntı had safhada. 1500 liralık telefon mu 55 dolarlık bilet mi, nasıl tekrar ve ne zaman alabileceğimiz meçhul yeni uçak bileti mi derken Onu da bulduk. Çok şükür uçağa adım attık. Kapıda bizi karşılalayan hostes relax calm down diyerek bizi sakinleştirmeye çalışıyor. Ne çektiğimizi bir bir bilse.


Sumatra ve malezya  arasında bir saatlik zaman farkı var. Saatlerimizi bir saat geriye aldık. Ve 1.1 saatlik yolculuk 10 dk gibi oldu. Padang a indiğimizde ilk işimiz endonezya hattı almak ve couchsurf ten bulduğumuz akhmara telefon etmek. Dışarıdaki büfelerden birinden hat almaya çalıştık. Kadında ing kıt. Ama Allah var çok yardımcı oldu. Hat seçerken kriterimiz hattın internete girebilmesi ve tüm endonezya da kullanılabilmesi. Gel de kadına bunu anlat. Telkomseli öneriyor. Getirdiği hattın fiyatı 15 rp 54 de biz yükledik. O arada 8 rp ye coffe latte ve 5 rp ye çikolatalı kruvasan tarzı nbişey le atıştırma yaptık. Kadın kartı küçüllttü ancak Hamza nın telde çalışmadı. Neyse ki Benimkin de sıkıntı yok. 2 saate yakın sürede ancak işimizi hallettik. Hemen Akhmar ı aradık. Bize Bukittingi ye nasıl gideciğimiz anlattı. Yolun 3 saat sürmesi lazım. Yanında dumai yazan beyaz minibüsle 22 rp ye sinemar adlı otobüslerin olduğu yere 45 dk da gittik. Bukittingi 90 bin nüfuslu küçük bir merkez. Aktif volkan olan merapi dağı ve maninjau gölü ile meşhur. Ancak çevrede çok az turist var. Trafik inanılmaz yavaş. 2 aracın zor sığdığı yol harita da otoban gibi gösterilmiş. Sokaklar kalabalık ve kirli. Hindistan ı hatırlatan manzaralar var. Varanasi sendromu dediğimiz şoklanma anını yaşıyoruz. Endonezya baya zorlu geçecek gibi. Sağ salim verdığımız sinemar  denen yere vardık. Meğer bu isim otobüslerin adıymış. Akhmar ıbize verdiği pertamina benzin istasyonu adresini göstererek 18 rp ye minibüslerden birine atladık. Başlayan yağmurla birlikte tehlikeli sollamalarla geçen zorlu yolculuk, bir türlü akmayan trafik yüzünden yaklaşık 5 saat sürdü.


Bukittingi 

         Marapi volkanının gölgesinde kalan Şehir darmadağınık bir yapıda, kaldırım yok,  evler tek katlı ve sokaklar pis. Trafik allak bullak. Ama insanlar bunu kanıksamış olacak ki hayatlarından gayet  memnun işleriyle meşguller. Telefonda görüştüğümüz akhmar evinin şehir merkezine 13 km uzak olduğunu söyledi minibüse 4 rp daha verip yola devam ettik. Sonrasında çocuk merkeze geleceğini ve bizi alacağını söyledi. Hemen indik ve 3 saat kadar bekledik. Artık saat 5 olmuştu. Zaten kısıtlı olan günlerimizden bir tanesi daha yollarda heba oldu. Moral bozmak yok tabii. Aissy adlı bir kızdan da haber gelmişti. Eve  kabul edemeyeceğini ama birlikte bir şeyler yapabileceğimizi hatta yöresel bir düğüne beraber gidebileceğimizi söylüyordu ancak akhmar ı beklerken bu şansı da kaçırdık. Neyse ki akşam üstü yağmur hala yağarken akhmar yanında bir arkadaşı ile arabayla çıkageldi. Arabaya atladık. Akhmar kuzeninin dükkanında çalışıyor aynı zamanda ingilizce öğretmeni. Eve gitmeden önce yemek yemek için derme çatma ahşaptan bozma bir yerde durduk. İçerisi oldukça kalabalık. Her masanın üzerinde garsonu çağırmak için konulmuş tahta uzunca bir enstrüman ve ona vurmak için konulmuş tokmağı asılı. Akhmara çok baharatlı sevmediğimizi söyledik ve seçimi ona bıraktık. Önümüze gelen Hamur işi yiyecekler genelde bol palmiye yağında kızartılıyor. Özellikle soya içine konulmuş makarnaya benzeyen köfte şeklinde tofuları çok sevdik. Kahve değilde yapraklarından yapılan ve içine yumurta sarısı atılan yumurtalı kahve de enteresandı. 8 tofu 2 yumurtalı kahve 4 düz bir şey 2 de ufak bir şey toplam 23 rp ye mal oldu. Ucuz tabii. Köşe masada yerel çalgılarla müzik yapan gençlerde fotoğraf istiyoruz. Bizi kırmayı bırakın yakamızı zor kurtarıyoruz. Yarım saat kadar her biri ile ayrı toplu fotoğraf çektiriyoruz. İnsanlar gerçekten çok sıcak siz bir adım yaklaşınca onlar koşa koşa geliyor. Şehrin dışındaki akhmarın evine geçtik.... DEVAM EDECEK...