8 Ağustos 2011 Pazartesi

HİNDİSTAN - NEPAL GEZİ GÜNLÜĞÜ 1. gün devam...

             Uçağımız airarabia dan. Airbus A bilmemkaç. İnternetten aldığımız çıktılarla check in yaptırıp biletimizi alıyoruz daha 5 saatimiz var, uçak 1.10 da. Ayrıntıları geçiyorum uçak fazla büyük değil ve yarısı boş hemen uyuyoruz tabi. 3,5 saat sonra Birleşik Arap Emirliklerine bağlı Sharjah Havalimanındayız. Kathmandu aktarmasına biraz geç kalmışız. Kısa boylu artist bi adam bizi kaptığı gibi uçağımıza götürüyor. Şaşırıyoruz tabi. Sonradan anlıyoruz ki Sharjah ın adeti böyleymiş.Uçağa geç kalan yolculara sadece anons yapılmıyor. Bu yolcuları köşe bucak arayan görevliler var, onlar sizi tuttuğu gibi uçağa götürüyor. Uçak öncekine göre daha kalabalık ve yolcuların hepsi Nepalli. Tek Türk biz varız. Ve take offf...

             Öğleye doğru Nepalin 4 milyonluk başkenti Kathmandudayız. Nepal saati bizden 2 saat 45 daha ilerde. 70 Nepal rupisi 1 dolara karşılık geliyor. Uçağın kare camından aşağı baktığımızda Nepal in olağanüstü doğasıyla karşılaşıyoruz. Merdiven şeklinde prinç tarlaları, yemyeşil tepeceikler, ufukta karla kaplı himalayalar. Bir heyecan sarıyor bizi. 15 dk sonra da iniyoruz. Hava yağmurlu. Hava alanı tuvaleti inanılmaz pis. Kathmandu pek iyi karşılamadı bizi. 
                
               Hava alanından çıktığımızda tüm Kathmandu da hissedeceğimiz o ilginç baharat kokusu ile karşılaşıyoruz. İşte yurtdışı gezilerinin en sıradışı, en  stresli saatleri. Yeni bir şehir, herkes yabancı, kazıklanma korkusu, nerdeyiz biz sorusu vs. Allahtan ki couchsurfing den tanıştığımız bir arkadaşımız var. Hemen onu arayacağız. Zar zor ( yaklaşık 1 saat sürüyor) bir telefon buluyoruz. Hemen tuşluyoruz. İshu nun ingilizce pek iyi değil (sanki bizimki çok iyi) anlaşmakta zorluk çekiyoruz. Sonunda bir taksiyle anlaşarak (300 rupi ve yaklaşık yarım saat) evine yakın bir yere gelmemiz gerektiği konusunda anlaşıyoruz. Taksiciye dert anlatmak ayrı bir çaba gerektiyor tabi. Etrafımız sarılıyor. Hotel komisyoncuları, hepsi kendi oteline götürmek istiyor. Bu insan dalgasını aşarak taksimize biniyoruz
. Hemen ilk Kathmandu yorumları, çok fazla yüksek bina yok 2-3 katlı kırık dökük evler, yollar çamur içerisinde. Ancak herkesin yüzü gülüyor. Küçük bir otelin önünde duruyoruz. İshu bizi karşılıyor ve evine gidiyoruz. 
               
             Ev 2 odadan ibaret ve bizim gibi couchsurf den gelen bir de Fransız var. 2 haftadır Kathmandu daymış ve dizlerine yaptırdığı 2 büyük haç dövmesinin iyileşmesini bekliyormuş. İshu utangaç bir kız ailesi tatildeymiş ve erkek kardeşiyle beraber yaşıyormuş. Çay ikram ediliyor. Çaylar bildiğimiz çaylardan biraz farklı sütlü çay. Fena değil ancak keçi sütünden yapılmış olacak ki kokusu pek iyi değil. Bir kaç saat muhabbetten sonra evin terasına çıkyoruz. Manzara müthiş,
Kathmandu ayaklarımızın altında. 

Akşama doğru nerede yemek yiyebileceğimizi soruyor ve bizi uygun bir yere götürmesini rica ediyoruz.

             Kathmandu nun en canlı merkezi olan dar Tamil sokaklarında ilerliyoruz. Yüzlerce otel, seyahat acenteleri ve kalabalık içerisinden geçerek küçük bir lokantaya giriyoruz. Menü geliyor,  o da nesi? Menü tam 12 sayfa ve hiçbir yemeği bilmyoruz. İshudan yardım istediğimizde Chowmin denilen çin yemeklerinden ısmarlamamızı söylüyor. Ve yemekler geliyor. Chowmin bildiğimiz makarna ya benziyor ancak sebzeli ve bol baharatlı cinsinden yanında yine baharatlı sarı renkli bir sos var. Hoşumuza gidiyor.
Çok cüzi bir hesapla lokantadan çıkıyoruz.
 
           Eve döndğümüzde yorgunluk çöküyor ve hemen odamıza geçiyoruz. Yarın asıl kathmandu gezimiz başlayacak. 

NOT (NE YAZIK Kİ FAZLA FOTOĞRAF YÜKLEYEMEDİM, ÇÜNKÜ HAFIZA KARTIMIZ BOZUKMUŞ İLK GÜN SONUNDA ANLADIK.)

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder